dugmereklam

17 Ekim 2011 Pazartesi

Doğum sonrası depresyon


Doğum sonrası dönemde anne rolüne alışmak ve yeni sorumluluklar, bazı annelerin depresyona girmesine yol açıyor. Uzmanlar, her yeni annenin bir profesyonelden yardım alması gerektiğini söylüyor.
Memorial Hizmet Hastanesi Psikoloji Bölümü'nden uzman psikolog Sevda Sevimli Yurtseven, doğum sonrası depresyonu ve tedavi yöntemlerini anlattı:
"Doğum sonrası depresyon, annenin ve dolaylı olarak çocuğun sağlığını etkileyen önemli sorunlardan biri. İlk günlerde, 'postpartum blues' denilen 'doğum hüznü' sıklıkla görülebilir. Bu durum, annelerde gözlenen normal sınırlardaki endişe ve üzüntü halidir. En fazla 10 gün sürer, kendiliğinden ya da sosyal destekle kaybolur.
Doğum sonrası depresyonsa bir ay sonra başlayan ve müdahale edilmezse 6-12 ay devam eden ciddi psikolojik travma haline gelir. Annede; aşırı yorgunluk, uykusuzluk, bedensel şikayetler, ağlamalar, iştahsızlık ya da aşırı yemek yeme, umutsuzluk, aktivitelerden zevk alamama, suçluluk duyguları ortaya çıkar. Daha ağır durumlardaysa kendini suçlama, ölüm düşünceleri veya girişimleriolabilir. Hatta bebeğe zarar verme düşünceleri veya davranışları da gelişebilir.
Depresyonun nedenleri
Doğum sonrası depresyon sıklığının oranı, yüzde 5-20 arasında. Nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte;
Annenin aile içinde yaşadığı ekonomik zorluklar,
Sosyal desteğin yetersiz olması,
Eşle ilgili sorunlar yaşanması,
Ölüm- ayrılık gibi beklenmeyen olaylar,
Planlanmamış gebelikler,
Çok doğum yapmış olmak,
Annenin daha önceki gebeliklerde depresyon geçirmiş olması,
Bebeğini anne sütüyle beslememe,
Kayıpla sonlanan gebelik ve doğum deneyimleri,
Erken anne-bebek ayrılığı,
Bebeğin bakımıyla ilgili duyulan kaygılar etkili oluyor.
Anne farkında olmayabilir
Doğum sonrası depresyon sık görülmesine karşın çoğu kez tanı konulamıyor. Bunun nedenleri; kadının olumsuz duyguları nedeniyle kendini suçlu hissetmesi, utanması, hangi uzmana başvuracağını bilemiyor olması, sosyal çevre tarafından eleştirilme korkusu, bebeğe çevrenin gösterdiği ilgi nedeniyle olumsuz duygularını saklama eğilimi olabilir. Çoğu kadınsa bu sorunları depresyon olarak adlandıramayıp destek arayışı içine girmiyor. Ülkemizde birinci basamak sağlık hizmetlerinin tam olarak gelişmemiş olması da bu tür sorunları olan kadınların belirlenmesinde zorluklara neden oluyor.
Risk, gebelikte belirlenebiliyor
Gebeliğin 36'ncı haftasında anne adaylarına kapalı zarf içinde bir anket formu ve depresyon testi veriliyor. Bu form, uzman psikolog tara-fından inceleniyor. Edinilen bilgilerle risk altındaki gebeler belirleniyor ve psikolojik bilgilendirme yapılıyor. Doğumdan sonraki bir ay içinde depresyonu belirleyen bir test uygulanıyor ve bireysel ya da aile psikoterapisi veya ilaç tedavisiyle anneye yardım ediliyor."
Milliyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder